Malatya'da Kudüs için Tüm Sivil Toplum Kuruluşları bir araya gelerek Basın Açıklaması yaptılar. Sivil Toplum Kuruluşları adına Basın Açıklamasını Malatya Genç Memur Sen Başkanı Oğuz Güçlü yaptı.
KUDÜS İSLAMIN VE MÜSLÜMANLARINDIR
“… Eğer, siz dönerseniz biz de döneriz. Biz cehennemi, kâfirler için bir döşek kıldık.” İsra: 8
Aziz ve Muhterem Müslümanlar! Değerli basın mensupları! Hanım efendiler, Beyefendiler!
Bildiğiniz üzere, bugün burada, Dünyanın jandarmalığına soyunmuş Amerika’nın, başında bulunan, ancak, Dünyayı babasının çiftliği, kendisini de çiftliğin kovboyu zanneden bir beyinsizin, Tüm İslam ümmetinin öldüğünü düşünerek, aldığı skandal bir kararı protesto etmek için bir araya geldik. Biz burada sözü fazla uzatmadan, alınan bu kararın ne kadar yanlış ve vahim olduğunu ifade etmek, bu insanlık düşmanlarının gerçek yüzlerini göstermek, onlara karşı tavrımızı ortaya koymak ve onları uyarmak için buradayız.
Başlarına bela olan Yahudilerden kurtulmak için 1948 yılında, Filistin topraklarında, onlara Siyonist bir devlet kurarak, Müslümanların bağrına bir hançer saplayan batılı emperyalistler, şimdi, kendini tüm uluslararası kanun ve anlaşmaların üzerinde gören, her gün onları çiğneyen, bu işgalci terör aygıtını, Filistin topraklarına tamamen yerleştirmek için ellerinden geleni yapmak istiyorlar. Önce çok küçük bir bölgeye yerleştirilen Siyonistler, Dünyanın her tarafından, Yahudi olduklarını iddia ettikleri kimseleri getirerek, Filistin topraklarının yüzde sekseninden fazlasını işgal ettiler. Katliam, suikast, sürgün, hapis, baskı, fizikî ve psikolojik, akla hayale gelmeyecek işkence çeşitleriyle Filistin’i Filistinlilere zindan ettiler. Yıllardır işlenen bu zulümleri, bir tiyatro izler gibi izleyen uluslararası emperyalist güçler, her defasında; katliamları, cinayetleri, zulmü sadece kınamakla yetindiler. İslam ümmetinin başına bela ettikleri kuklaları sayesinde bu Siyonist ve terörist yapıyı aşama aşama yerleştirdiler.
Şimdi ise Amerika; ilk kıblemizi, miracın ve isrânın topraklarını, terör merkezinin başkenti ilan etme gafletinde bulunmuş ve İslam ümmetine açıkça savaş ilan etmiştir. İsrail’den daha İsrailci olmaya çalışan Tramp, barış adına ortaya konulduğu iddia edilen, tüm çaba ve gayretleri bir anda yok ederek, savaşın fitilini ateşlemiştir. Bu güne kadar, tarafsız ve barış yanlısı olduğunu iddia eden Amerika, hem şimdiye kadar ne denli tarafsız olduğunu göstermiş, hem de bundan sonra kendilerine karşı barış dilinin değil, direniş ve savaş dilinin geçerli olacağını açıkça ortaya koymuştur.
Tramp, Orta doğunun barışı için elinden geleni yapacağını söylüyor. Evet, bu ümmet artık barış, deyince neyi kastettiğinizi çok iyi biliyor. Siz Irak’a, Suriye’ye, Libya’ya, Afganistan’a, Yemen’e ve adını zikretmediğimiz diğer ülkelere getirdiğiniz barıştan mı bahsediyorsunuz? ( ) söyler misiniz? Siz şimdiye kadar nereye barış getirdiniz? Siz ne zaman kan, gözyaşı ve savaştan başka bir şeye öncülük ettiniz? Barış, sizin işiniz değil. ( ) bu kelimeleri daha fazla kirletmeyin. Sizin devletiniz, sözüm ona medeniyetiniz, insanların kanı ve gözyaşları üzerine kurulmuştur. Sizin en büyük zenginliğiniz, savaş ve silah, Felsefeniz ise aldatmak, öldürmek ve yok etmektir. Akif’in tanımladığı gibi tek dişi kalmış canavarsınız.
( ) Sizin Geçmişiniz, bunu açıkça gösteriyor. Tarihiniz demiyoruz, çünkü sizin bir tarihiniz yok. Kökünüz yok. Sizin, yaşaması için her gün oksijen pompalamaya çalıştığınız, Siyonist terör aygıtı da, aynen sizin gibidir. Onları Bugünlere tek sermayeniz olan, yalan, dolan, ikiyüzlülük ve sahtekârlıkla kahpece getirdiniz. Başımıza musallat ettiğiniz, kuklalar marifetiyle ayakta tuttunuz. Ama artık tüm sermayenizi tükettiniz. Artık sadık şeyhleriniz, krallarınız, fetbazlarınız ne kendilerini ne de sizi kurtarabilirler. Şunu bilin ki; bir-iki gülücükle, kendilerine verdiğiniz üç-beş kuruşluk maaşla veya başkentlerinizde, üç-beş metre kırmızı halı üzerinde yürüterek satın almış olduğunuz, kuklalar, uşaklar, taşeronlar artık sizi kurtaramayacaklar.
Uzun süredir, yapmakta olduğunuz demagojilerle bir kısmımızın dikkatini dağıtmış olabilir, sizi doğru bir şekilde tanımamızı engelleyerek; dost görünmüş, bizi, biraz zamansız ve hazırlıksız yakalamış olabilirsiniz. Fakat bütün Ümmet, kimin dost kimin düşman olduğunu açıkça görmektedir. Hak ile Batılı ayıracak nesilleri yetiştirmek için bütün imkanlarımızı seferber edeceğimizden, kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın. Sahip olduğumuz imkânların en kıymetlilerini Kudüs’ün kurtuluşu için ayıracağımızdan ve bu uğurda harcayacağımızdan emin olabilirsiniz. Belki de Ayet-i Kerimenin ifadesiyle “hoşumuza gitmeyen bir şey hakkımızda hayır” olacaktır. Allah bilir, biz bilemeyiz.
Bizler, ( ) Malatya’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve Müslümanlar olarak, bugünden itibaren bizim için her şeyin farklı olacağını açıkça ilan ediyoruz. Biz şu andan itibaren, bütün çalışmalarımızı, emperyalistlerin bağrımıza sapladıkları hançeri, çıkarıp atmak için yapacağız. Emperyalistler iyi bilsinler ki; işlenen zulüm, kesinlikle yeni Salahaddinler çıkaracaktır. Hepimizin duası, Allah’ın bizi Salahaddin kılması, aramızdan Salahaddinler çıkarmasıdır. Bizim sineceğimizi, bizim boyun eğeceğimizi, bizim kabuğumuza çekileceğimizi zannedenler çok yakın bir zamanda ne kadar yanlış düşündüklerini göreceklerdir.
Bu güne kadar, ümmetin arasında durup, Amerika ve Batının planlarını uygulamaya çalışan, onların sözcülüğünü yapan, onlardan öğrendiklerini gevelemeye çalışanlardan isteğimiz, hiç bir yetkileri olmadığı halde, katıldıkları Oslo ve benzeri anlaşmaların; geçersiz olduğunu bilmeleri , aldatıldıklarını itiraf etmeleri ,yakamızdan düşmeleri ve ümmetin yolundan çekilmeleridir. Ümmeti aldattığınız yeter. Eğer saflığınızdan aldandınız ve aldattıysanız, gidin ve günahlarınıza tevbe edin, Eğer, hıyanet içindeyseniz, Allah’tan korkun. Allah’ın azabı çok şiddetlidir, efendilerinizin gazabı Allah’ın azabından şiddetli değildir. Ya Rabbena! Eğer bizi daha fazla yaşatacaksan bizi biz yapan değerlerimizle yaşamayı nasip et, değerlerimiz uğruna şehit olmayı bize kolaylaştır. Zalimlere daha fazla değerlerimizi ve mukaddesatımızı çiğneme fırsatı verme.